Ana içeriğe atla

BABANIN ÇOCUKLARI ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ

                                       


  

                        BABANIN  ÇOCUKLARI  ÜZERİNDEKİ  ETKİLERİ

       Babanın sanatı oğula mirastır, demiştir atalarımız. Babanın sanatı nedir?  Görünen sanat yaptığı meslektir. Ya görünmeyen sanatı nedir? Asıl çocuklarına kalan sanat odur. Aslında görünmeyen sanatı çoktur ve 'sanatlar' diye çoğul söyleyebiliriz. Yapılan araştırmalarda zeka geninin anneden geçtiği üzerinde hemfikir olunmuştur. Babadan evlatlarına miras olarak kalanlar nelerdir?

      Baba güçtür. Gücün, kuvvetin temsilcisidir.  Çocuklar, arkadaşları tarafından zorbalığa uğradığı zaman "Babama söylerim, sizi döver." diyerek babasının güçlü olduğunu dile getirir. Aslında güç, birilerini döverek kendini göstermek değildir. Güçlü olmak nedir? Kendine güvenmektir. Öfke kontrolünü sağlamaktır. Sosyal ilişkileri iyi kurmaktır. Ev içinde eşine ve çocuklarına sevgili, saygılı olmaktır. Ailesine yeterli vakit ayırmaktır. 

        Çocuklar, sözlerden çok davranışları örnek alırlar. "Kızım, oğlum arkadaşlarınla kavga etme, tartışma." diyen bir baba; evde sürekli öfkeli, bağıran, tartışmacı bir yapıya sahip ve çocuklarıyla vakit geçirmeyen bir babaysa çocuklarına söyledikleri havada asılı kalır. Çocuk babasının bu özelliklerini alır ve arkadaş çevresinde, okulda bunları gösterir. Eşine yardım etmeyip, "Ev işleri, çocuk bakımı senin görevin." düşüncesiyle hareket eden baba; çocuklarına sorumsuzluğu öğretiyor demektir. 

     Evlerin koca çınarı, gücün timsali babaların çocuklarına farkında olmadan bıraktığı miraslar şunlardır:

-Kişilik gelişimi

-Özgüven

-Liderlik

-Sosyalleşme

-Bireyselleşme

-Bilişsel gelişim

-Kurallara uyum sağlama

-Kendini güvende hissetme

-Kaygıların azalması.

-Akademik başarının yüksek olması.

-Duygusal gelişim ve zeka gelişiminin iyi olması.

-Duygusal açılığın olmaması.

        Peki çocuklarınıza nasıl yaklaşırsanız, neler yaparsanız bu mirası onlara bırakırsınız?

-Çocuklarınızın annesine güzel davranış sergilemek. Saygılı olma ve değer vermek.

-Çocuklarınızla her gün konuşmak, iyi iletişim kurmak.

-Çocuklarınızla oyunlar oynamak.

-Çocuklarınızla kitap okumak.

-Çocukların başarısını değil, çabasını övün. Güçlü yönlerini öne çıkarın.

-Başkalarıyla kıyaslama yapmayın.

-Onlara fırsatlar tanıyarak "Yapabilirim." duygusunu yerleştirin. Küçüklükten itibaren sorumluluk vererek bu fırsatı vermiş olursunuz.

-Aşırı övmeyin, aşırı yermeyin. Aşırı övmek şımartır, aşırı yermek değersizleştirir.

-Baba dış dünyayla kurulan ilişkide bir köprüdür. Baba çocuklarıyla nasıl ilişki kurarsa, çocuklar da dış dünya ile öyle bağ kurar.

-Kendi olamadığınız mesleği onlardan  seçmesini beklemeyin.

-Çocuğun değer verdiği şeylere siz de değer verin.

-Evde bir disiplin olsun, kurallar olsun ve buna herkes uysun.

-Bebeklik döneminden itibaren onların hayatlarında yer alın. On bir yaşına gelen bir çocuğa "Gel seni parka götüreyim, eğlen." derseniz alacağınız cevabı size bırakıyorum.

    Çocuklarınızda sağlıklı ve mutlu yaşam, başarılı ve güzel eğitim hayatı görmek istiyorsanız; onlarla ilgilenin, zaman ayırın, sevginizi gösterin. Her baba çocuklarını sever ancak sevgisini gösteremiyor . İlgisiz sevgiyle, sevgisiz ilgiyle büyüyen çocuklar hayat boyu özgüvensiz, başarısız, hırçın, kavgacı, uyumsuz olurlar.  

     Çocuklar anneden yemek bekler, sevgi bekler, temiz çamaşır bekler. Ancak babadan daha çok ilgi bekler, birlikte vakit geçirmek ister. Baba her zaman çocuğun gözünde otoritedir. Babanın bir sıcak bakışı yıldızlardan daha parlak gelir. Çocuk babanın izinden gider. Kız erkek evlat fark etmez. Hepsi de babasının gölgesinde gölgelenmek ister. 

     Çocuklarınızla siz ilgilenmezseniz, ilgilenen birileri çıkar. Elinizden uçar giderler.

    Baba, üstlendiği babalık rolünü güzel oynarsa; ortaya güzel eserler çıkar. Sevgili babalar sanatçı sizsiniz. Eser size aittir.                                                                                                        

                                                                   İncilay KUŞOĞLU


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ANAM, CANIM ANAM

                                                    ANAM, CANIM ANAM     "  Anam, canım anam!" diyebilen kaç kişi var içimizde? Canı gönülden mi diyor, yoksa ağzının ucuyla mı diyor?      Vefakar, cefakar annelerin günü geldi. Bütün mağazalar indirimlerini verdi. "Annelerinize hediye alın, mutlu olsun, görevi olan ev işlerinde  az yorulsun." mu diyorlar sizce? Çoğu kişi de annesini mutlu etmek adına evin ihtiyaçlarını bir bir alıyor. Anneler de mutlu oluyor. Çünkü değer verilmiş, çocukları ve eşi bir gün de olsa mutlu olmasını sağlamışlardır.      Ya günü kutlanmayan, gönlü hoş edilmeyen annelere ne demeli? Hediye almayı bırak evin önünden bir çiçek toplayıp verilmeyen, o gün için bir yemeğe götürülmeyen, o gün hiç ev işi yaptırılmayarak ödüllendirilmeyen, her şeyden öte bir gün azarlanmayan zavallı annelerimize  'Ya sabır' çeksin mi diyelim?       Anne kutsal bir varlıktır. Bizim dünyaya gelmemize vesile olan, gecesini gündüzünü bize adayan, canını bile hiç

LGS YOLUNDA ÖĞRENCİLER- AİLELER VE ÖĞRETMENLER-KOÇLAR

    LGS  YOLUNDA ÖĞRENCİLER- AİLELER VE ÖĞRETMENLER-KOÇLAR      Sevgili öğrencilerimiz on aylık heyecanlı, yorucu bir yolculuğa başladınız. Sizlerle beraber bu yolun yolcuları aynı zamanda aileniz ve sizi çalıştıran öğretmenleriniz. Hepinize şimdiden kolaylıkla ve güzellikle dolu bir yolculuk ve mutlu bir son diliyorum. “Koç kimdir, koçluk nedir? “ kısaca açıklayalım. Kelime anlamı olarak koçluk ”coaching” ; birini, bir yerden bir yere götürme anlamına gelir.   Koçluk; istenen performansa ulaşmak için, koç (coach) ve danışan (coachee) arasında kurulan planlı bir gelişim ilişkisidir.    Çağdaş eğitimde öğrenci bilgi yüklenen bir obje değildir; bilgi öğrenci içindir, öğrenci bilgi için değil. Amaç öğrenciye bilgi yığmak değil, öğrencinin bilgiyi anlayabilmesi, kavrayabilmesi gerektiğinde kendi başına bağlantılar kurarak bilgi üretebilmesidir. Gerçekten eğitimin birinci işlevi, çocuğa gerektiğinde bilgiyi nereden nasıl öğrenebileceğine ait temel becerileri, yani “öğrenmeyi öğretmesi”;