Ana içeriğe atla

KİM KİMİN RAKİBİ?

                                           





                                              KİM  KİMİN  RAKİBİ?

  Hayat yarıştan mı ibaret?  

  Yarış olmazsa hayat tatsız tuzsuz mu olur?

  Yarış olmazsa ne olur? 

  Rekabet iyi midir?

  Kim kiminle rekabet etmeli?

   Rakip olarak kimi seçmeli? 

    Bu soruların cevapları sizlerde.

   Maçlar kimler arasında oynanır? Tabi ki iki rakip takım arasında oynanır. Şirketler, firmalar kimlerle rekabet halindedir? Kendileriyle ayni ürünü üreten firmalarla, şirketlerle. Öğrencilerin bazıları başarıda rekabet ederler. Öğretmenlerin bazıları en iyi ben olayım, benim öğrencilerim en iyisi olsun yarışındadırlar. Okullar yarış halindeler. Saymakla biteceğe benzemiyor rakipler, rekabetler.

   Gelelim aileye. Ailede durum nasıldır? Kardeşler birbirini rakip görür. Evlat ana babayı rakip görür. Rakip görme ne amaçla olur? Ya kardeşini, ya ana babasını toplumda birilerinin yanında nasıl ezebilirim, küçük duruma düşürebilirim yarışına girerler. Neden bu böyledir? Habil ile Kabil'den beri böyledir. Dışarıya güç yetiremeyen egosunu evde tatmin eder. Ya da anne babalar nasıl olsa çocuk bu, düşüncesiyle hareket ettiklerinden çocuklarını başkalarının yanında eleştirir veya olumsuz özelliklerini söylerler. Çocuğun da bu davranışlar üç beş derken bilinçaltında birikir ve fırsat bulduğu anda harekete geçer. İçten içe " Sizi ben de arkadaşlarınızın yanında rezil edeyim de görün gününüzü," düşüncesiyle gardını almaya başlar. Şunu bilin ki, aile üyeleri birbirinin rakibi değil, aynı takımın oyuncularıdır. rekabetinizi ezik düşürme yönünde değil de dayanışma olarak yapın. Kız çocukları hele annelerinin birinci rakibidir. Neden? Çünkü anne özellikle ev işlerinde kız çocuklarından destek bekler. Beklediği yardım gelmeyince serzenişlerde bulunur. Bunu sindiremeyen çocuk da anneyle rakip olup her fırsatta ona zarar vermeye çalışır. Diğer bir sebep de eğer babası  eşine evde hizmetçi muamelesi yapıp değer vermiyorsa, çocuklar da anneye anne gibi değil de rakipleri gibi davranırlar. Yine erkek çocukları da babadan yeterli ilgi göremezse, ya da aşırı şımartılmışsa babayı rakip görerek yaşar.

  Yine diyorum ki; sevgili aile bireyleri siz birbirinizin rakibi asla değilsiniz. İnsanoğlu başkasına iyilik yapma yarışına girebilir. Ancak özellikle kötü gününde ailesinden destek bekler. Aynı kan, aynı candır onlar. Ağlarsa anam ağlar gayrısı yalan ağlar, demiş atalarımız. Kardeş kardeşi atmış, yar başında tutmuş, denir diğer bir sözde de. Yatırımı ailemize yapalım. Nasıl olsa bu bana destek olur, diye cepte görüp de ailemizi ikinci plana atmayalım. Öncelik öz aile, sonra kök aile  ve sırayla akraba, arkadaşlar ve çevremizdeki tüm insanlar iyilik yapma yarışındaki kişilerimizdir. 

   Başka rakiplere gelelim. Kim? Kadınlar. Siz hiç bir kadını bir erkekle rekabet ederken gördünüz mü özellikle de giyim kuşam ve günlük yaşantıda? Göremezsiniz. Hemcinslerine karşı yarış halindedirler. "Falanca marka giydim, şu arabayı aldım, makyaj ürünlerinde şu ürünleri kullanıyorum, şu mağazadan başka giyinmem.....vs." derler. Sevgili kadınlarımız size de diyorum ki, hemcinslerinize karşı empati yapın, rakip olmayın. Gösterişte rekabet, tüketim çılgınlığıdır. İsraftır, israf da haramdır. Rekabeti üretimde yapın. Eğitim üretin, gıda üretin, giyim üretin. Hem size hem de insanlığa faydalı olan bir şeylerde yarış yapın. Rakip olun. Üzülerek yazıyorum, dile getiriyorum şunu: Maalesef bazı kadınlarımız yuva bozma rekabeti de yapıyor. empati yoksunu, sadece bir anlık keyfi için nice yuvaların yıkımına sebep olanlar var. Erkeğin hiç mi suçu yok? Tabi ki o da suçlu. O da bir anlık zevkinin peşinde.  ' Elimin kiri' düşüncesiyle hareket eden çok erkek var. Ancak kadınların şunu yapmaları doğru olur: bir kişiye aşık mı oldun? Evliyse bırak onu. Evli biriyle de bile bile hiç ilişkiye girme. "Zengin adam, hele bir de çocuk olursa beni hiç bırakamaz, mala mülke ortak olurum." diyenler maalesef var. 

        Kim kimin rakibi olursa olsun, sonuç iyilik olsun. Kalpler kırılmasın. Mikserlik görevi  yapılmasın. Kadınlarımız hanımefendi, erkeklerimiz beyefendi gibi davransınlar. 

        Sonu mutlulukla biten, sevinçten göz yaşlarının aktığı nice rekabetler  olsun.

                                                                                                                  İncilay'dan İnciler


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

BABANIN ÇOCUKLARI ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ

                                                                   BABANIN  ÇOCUKLARI  ÜZERİNDEKİ  ETKİLERİ        Babanın sanatı oğula mirastır, demiştir atalarımız. Babanın sanatı nedir?  Görünen sanat yaptığı meslektir. Ya görünmeyen sanatı nedir? Asıl çocuklarına kalan sanat odur. Aslında görünmeyen sanatı çoktur ve 'sanatlar' diye çoğul söyleyebiliriz. Yapılan araştırmalarda zeka geninin anneden geçtiği üzerinde hemfikir olunmuştur. Babadan evlatlarına miras olarak kalanlar nelerdir?       Baba güçtür. Gücün, kuvvetin temsilcisidir.  Çocuklar, arkadaşları tarafından zorbalığa uğradığı zaman "Babama söylerim, sizi döver." diyerek babasının güçlü olduğunu dile getirir. Aslında güç, birilerini döverek kendini göstermek değildir. Güçlü olmak nedir? Kendine güvenmektir. Öfke kontrolünü sağlamaktır. Sosyal ilişkileri iyi kurmaktır. Ev içinde eşine ve çocuklarına sevgili, saygılı olmaktır. Ailesine yeterli vakit ayırmaktır.          Çocuklar, sözlerden çok davranışları

ANAM, CANIM ANAM

                                                    ANAM, CANIM ANAM     "  Anam, canım anam!" diyebilen kaç kişi var içimizde? Canı gönülden mi diyor, yoksa ağzının ucuyla mı diyor?      Vefakar, cefakar annelerin günü geldi. Bütün mağazalar indirimlerini verdi. "Annelerinize hediye alın, mutlu olsun, görevi olan ev işlerinde  az yorulsun." mu diyorlar sizce? Çoğu kişi de annesini mutlu etmek adına evin ihtiyaçlarını bir bir alıyor. Anneler de mutlu oluyor. Çünkü değer verilmiş, çocukları ve eşi bir gün de olsa mutlu olmasını sağlamışlardır.      Ya günü kutlanmayan, gönlü hoş edilmeyen annelere ne demeli? Hediye almayı bırak evin önünden bir çiçek toplayıp verilmeyen, o gün için bir yemeğe götürülmeyen, o gün hiç ev işi yaptırılmayarak ödüllendirilmeyen, her şeyden öte bir gün azarlanmayan zavallı annelerimize  'Ya sabır' çeksin mi diyelim?       Anne kutsal bir varlıktır. Bizim dünyaya gelmemize vesile olan, gecesini gündüzünü bize adayan, canını bile hiç

LGS YOLUNDA ÖĞRENCİLER- AİLELER VE ÖĞRETMENLER-KOÇLAR

    LGS  YOLUNDA ÖĞRENCİLER- AİLELER VE ÖĞRETMENLER-KOÇLAR      Sevgili öğrencilerimiz on aylık heyecanlı, yorucu bir yolculuğa başladınız. Sizlerle beraber bu yolun yolcuları aynı zamanda aileniz ve sizi çalıştıran öğretmenleriniz. Hepinize şimdiden kolaylıkla ve güzellikle dolu bir yolculuk ve mutlu bir son diliyorum. “Koç kimdir, koçluk nedir? “ kısaca açıklayalım. Kelime anlamı olarak koçluk ”coaching” ; birini, bir yerden bir yere götürme anlamına gelir.   Koçluk; istenen performansa ulaşmak için, koç (coach) ve danışan (coachee) arasında kurulan planlı bir gelişim ilişkisidir.    Çağdaş eğitimde öğrenci bilgi yüklenen bir obje değildir; bilgi öğrenci içindir, öğrenci bilgi için değil. Amaç öğrenciye bilgi yığmak değil, öğrencinin bilgiyi anlayabilmesi, kavrayabilmesi gerektiğinde kendi başına bağlantılar kurarak bilgi üretebilmesidir. Gerçekten eğitimin birinci işlevi, çocuğa gerektiğinde bilgiyi nereden nasıl öğrenebileceğine ait temel becerileri, yani “öğrenmeyi öğretmesi”;